
Örneğin tümüyle karanlık bir odada bir tek ışıklı nokta görülebilir ya da ses geçirmez bir odada bir tek noktanın sesi duyulabilir. Bu durumlarda bile bunlar, zihinde yorumlanır. Daha önce duyulmayan garip bir ses, bilinen bir sese benzetilebilir. Ya da yepyeni bir nesne ile karşılaşıldığında, bu daha önce bilinen bir şeyle açıklanır ve anlamlandırılır. Oysa çoğunlukla, organizma bir tek uyarana değil, uyaran gruplarına tepkide bulunur. Bir nesneden bir değil, pek çok uyaranlar gelir. Bu uyaranlar anlamlı bütünler halinde örgütlenir. Yer ve biçim ilişkilerindeki değişmeler de algılamanın bir örgütlenme işi olduğunu göstermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder